Kurumsal şirketlerin yetenekleri hayatlarının erken dönemlerinde bularak kendi yapılarına dahil etmeleri ve onlara geleceğin yöneticileri olarak yatırım yapmalarının Türkiye’deki geçmişi 20 yıl öncesine dayanır. Meslek hayatımda bu tür
1980’li yılların başlarından başlayarak, uzun yıllar yönettiğim zaman düzenleme seminerlerinde, katılımcıların büyük bir istek ve iştahla geldiğini görürdüm. Katılımcıların programdan beklentileri sorduğumda, bütününe yakını, “hayatlarının çok yüklü” olduğunu,
Çay kuşu, çay taşıyla vurulur. “Her sorunun hızlı, kolay, ucuz ve yanlış bir çözümü vardır.” Bu çözüm, bir sonraki sorunun temelini oluşturur. Hemen her konuda köklü ve
Liderlik hangi alanda olursa olsun, kurumların kaderinin belirleyicisidir. İyi liderlerde bulunması gereken birçok niteliğin kötü liderlerde de bulunduğunu görüyoruz. İyi liderlerde bulunması beklenen nitelikler arasında ilk akla gelen
Yeteneğin Laneti İnsan kaynakları alanında çalışanlarla yapacağınız herhangi bir 15 dakikalık sohbette “yetenekli çalışanları bulmak”, “ yeteneği elde tutmak”, yetenekli çalışanlar için gelişim programı yapmak”, “kurumun geleceğinin emanet
İnsanlar iş hayatına başladıklarında veya kendileri için bir gelişim imkanı gördüklerinde bir kurumda çalışmak için istek duyar ve o kuruma başvururlar. Bunda kurumun itibarı, çalışana sunduğu imkânlar ve
İç motivasyona sahip kişileri çalışmaya yönlendiren, yaptıkları işe duydukları kişisel ilgi, istek ve işin sağladığı kişisel tatmindir. Bu tür kişiler için yapılan iş kendi başına bir motivasyon kaynağıdır.
Geçmiş dönemlerde çalışanların seçimi akraba, eş dost ve yakın çevre ilişkilerine dayanırdı. Daha sonraları diploma bilgileri ve demografik özellikler gibi objektif veriler işe alımda kullanılır oldu. Adeta birer