İnsanlar kendilerini niyetlerine göre, başkalarını da davranışlarına göre değerlendirirler. Bu nedenle başkalarının bizi değerlendirmesi ile bizim kendimizi değerlendirmemiz arasında fark vardır. Bu konu en çarpıcı biçimde performans görüşmelerinde
İnsanların özlerinde dürüst olduğunu, ancak koşulların onları baştan çıkardığını söyleyenler olduğu gibi; insanın doğası gereği yoldan çıkmaya eğilimli olduğunu söyleyenler de vardır. Bu yazı konuya, ülkemizi de içine
Başarı idealize edilmiş bir kavram olarak hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. İnsanlar büyük çoğunlukla kendilerini başarılı hissedecekleri özel bir formülün peşinde. Bu yazıda başarı kavramı alışılmış “kestirme yol”
Bu yazı her gün televizyon ekranlarında dinlemekten bıktığımız standart korunma önerilerinin neden etkili olmadığı konusuna psikoloji bilimi açısından açıklık getirmeyi amaçlamaktadır. İki haftadır televizyonlarda değişmeyen gündem, covid-19’un ne
Herkes hayatında yapması gereken bir şeyleri ertelemiştir. Her ne kadar bu stres verici bir yaşantı olsa da, önemli bir ruh sağlığı sorunu oluşturmaz. Ancak bazı kişilerin yapması gerekenleri
Bir kurum içinde sonucu çalışanların davranışları doğurur. Ancak çalışanların davranışları da kurum içindeki zihniyetin sonucudur. Kurumda egemen olan zihniyet; değişim yönetimini, çalışan bağlılığını, işe alımları, eğitimleri, yönetici geliştirme
Değerler kurumlar için çözümleri pahalılaştırır, zaman kaybına neden olur, gündelik uygulamalarda rekabette geride kalmaya yol açar ve hayatı zorlaştırır. Bireysel olarak da kişinin çıkarına ve hazzına engel olur,
2000’li yıllardan başlayarak krize giren Amerikan otomotiv endüstrisinin zararları 2007 yılına gelindiğinde sürdürülemez hale gelmiş, 2008 ekonomik kriziyle birlikte denizin bittiğini herkes kabul etmek zorunda kalmıştı. Bu dönemde
İnsan davranışını belirleyen kişiliği, yeterlilikleri, değerleri ve alışkanlıklarıdır. Bilgi, insan davranışını değiştiren temel belirleyici değildir. İnsan davranışını değiştiren, aldığı geribildirimlerden yararlanma düzeyidir. İnsan, günlük hayatında çok sayıda dolaylı
1980’li yılların başlarından başlayarak, uzun yıllar yönettiğim zaman düzenleme seminerlerinde, katılımcıların büyük bir istek ve iştahla geldiğini görürdüm. Katılımcıların programdan beklentileri sorduğumda, bütününe yakını, “hayatlarının çok yüklü” olduğunu,