Çarşamba yazılarımı izleyenler benim politik yazı yazmadığımı bilir. Günlük olayları anlamayı ve yorumlamayı kolaylaştıracak bilimsel temelleri ortaya koymayı tercih ediyorum.14 Mayıs seçim sonuçlarını öngören son üç yazım (özellikle
İş-özel yaşam dengesi, yaşam doyumu ile yakından ilgilidir. Çalışanların zamanlarının büyük bölümünü geçirdikleri iş ortamında olumsuz duygular yaşamaları, yaşam doyumlarını düşürmekte, bu durum özel hayatlarını da olumsuz etkilemektedir.
Bu yazı her yaştaki okuyucu için ileri doğru bir bakıştır. Şimdi sizi bu güne kadar yaşlılıkla ilgili kişilerin kendi deneyimlerinden kaynaklanan kulaktan dolma bilgilere kıyasla, bilimsel temellere dayanan
Mutluluk konusunda modeller ne kadar karmaşık olursa olsun, birbiriyle ilişkili olarak değerlendirilen bu iki kavram hedonizm ve ödömonizmdir. Hedonik görüşe göre iyilik hali, iyi hissetmeyi hazla ve bireysel
Uzun yaşamak hatta ölümsüzlük insanların zihnini çağlar boyu meşgul etmiştir. Çok önem verdiği bedeninin çürüyüp yok olacağını, biriktirdiklerin anlamı kalmayacağını düşünmek zorlayıcı olmuştur. Bu konuya ilgi duyanlar yazıyı
Mutluluğun ve iyilik halinin belirleyicileri olarak para, içinde yaşadığı toplum çalışma hayatının geçtiği iş ortamı, sosyal hayat ve ilişkiler, evin içinde yaratılan koşullar etkilidir. Bu çerçevede önemli olan
İyilik hali kavramı Cambridge sözlüğünde, “kendini sağlıklı ve mutlu hissetme durumu” olarak açıklanır. Bu kavramın içine akıl ve ruh sağlığı, yüksek yaşam doyumu, refah, anlam duygusu ve stresle
Mutluluk konusunda yapılan araştırmalara gönderme yaparak yazdığım yazı veya konuşmalarda hiç değişmeyen bir soruyla karşılaşırım. “Bu araştırmayı kim yapmış?” “Nasıl yapmış?”, “Nasıl ölçmüşler?” Bu nedenle dünyanın çeşitli yerlerinde
“Yaşam doyum düzeyiniz ve entelektüel seviyeniz yakın çevrenizde sık görüştüğünüz beş insanın ortalamasıdır” diyenler vardır. Bu ifadeyi abartılı bulanlar da vardır. Ancak şüphesiz sosyal bir varlık olan insan