Simülasyonlar Büyük Aşklara Benzer
|Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesine çıkışıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu arasında 600 yıllık bir süre vardır. Yazılı tarihin başladığı dönemden bu yana, bu kadar uzun bir süre varlığını bir Dünya İmparatorluğu olarak sürdürmek, çok önemli bir başarıdır.
İmparatorluğun gerilemesine ve çöküşüne yol açan nedenler bir yana bırakılırsa, bu kadar uzun süre tarih sahnesinde kalmayı sağlayan idari yönden en büyük başarı, liyakat sahibi yöneticilerin sarayda ve yönetim kademelerinde görevlendirilmesidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllar öncesine dayanan yönetim anlayışı ve danışma geleneği, günümüzdeki simülasyon uygulamalarının bir benzeridir.
Ahilik geleneği içinde de en yüksek değer, “liyakat”tır. Bir görev ve makama “layık olabilmek” için, adaylar bir dizi sınavdan geçirilir. Geçmiş performansları göz önünde bulundurulur ve çok sayıda ehil ve yetkin kişinin değerlendirilmesiyle, o işe layık olup olmadığına karar verilirdi. Türk Kültürü’nün içinde yer alan bu uygulamaların çağdaş ve sistematik yansıması, iş simülasyonlarıdır.
Günümüz Çalışanı
Kurumların çalışanlarını geliştirmek için düzenledikleri eğitimlerin sayısının artması, bundan 20 yıl önce kişisel gelişim alanında çok özel sayılabilecek bilgilerin, bugün gazetelerin eklerinde sıradan okurlara sunulması, memnun edilmesi zor bir katılımcı kitlesi yaratmıştır.
Bir çok eğitimin sonunda, şu sıradan değerlendirmenin yapıldığını duymaktayız; “Zaten bildiğimiz şeylerdi… Ancak bir kere daha hatırlamış olduk… Teşekkür ederiz…” Bu ifadeler bazı eğitimler için geçerli olsa da, her zaman gerçeği yansıtmaz. Çünkü biz kendi uygulamalarımızdan biliyoruz ki, verilen bilginin, “karmaşık-yeni” formatından çıkartılıp, “basit-yeni” formatında sunulması, böyle bir algı yanılması yaratır. Bütünüyle yeni kavramlarla karşılaştırdığımız katılımcılar, büyük emekle gerçekleştirilmiş bu sadelik sonucunda “dejavu” (“ben bunu görmüştüm”) etkisi yaşarlar.
Kalıcı Bilgi
Öğrenilen bilginin yarısının ilk bir saat içinde, %80’nin de gün sonunda unutulduğu gerçektir. Tabi öğrenilmişse! Bu nedenle bilginin kalıcı olabilmesi için, bir duygu ve yaşantıyla çengellenmesi gerekir. Bunu sağlamak, katılımcıların motivasyonunu artırmak ve onlara unutmayacakları bir öğrenme ortamı sunmak konusunda iş simülasyonları imkan sunmaktadır. Bu simülasyonları Dünya’da yaygın olarak uygulayan ilk kuruluş olan İsveç’li Celemi Şirketi, araçlarına “oyun” denmesine şiddetle karşı çıkmaktadır. Dahi matematikçi Klas Melander, oluşturduğu simülasyonlarla, çalışanların gerçek hayatta yaptıkları hataları masa üzerinde görmelerine imkan vermektedir. Böylece işletmeye çok pahalıya mal olacak hatalar, masa üzerinde kalmakta ve her katılımcı unutamayacağı dersler almaktadır.
İş oyunlarını içine alan simülasyonlar, karmaşıklıkları nedeniyle geliştirilmesi en güç olanlarıdır. Çünkü böyle bir iş oyunu, karmaşık bir organizasyon yapısı içinde çok geniş alana yayılan sorunların çözümünü içerir. Bir simülasyon uygulamasında çok sayıda katılımcının, uzun bir süre içinde kurumu çeşitli açılardan etkileyen kararlar alması beklenir. Alınan kararlar, yarı yapılanmış veya yapılanmamış durumlarla ilgilidir ve aynı zamanda başkalarının karar ve yaklaşımlarından da etkilenirler.
Uygulamalar
- Yönetimle ilgili bir simülasyon uygulamasında katılımcılar; hızla değişen bir pazarda ve yoğun rekabet ortamında doğru zamanda doğru yatırımları yapmak ve en yüksek karı elde etmek için verdikleri kararların sonuçlarıyla karşılaşırlar. Bunun için, üretim, satış planlama, lojistik, finans ve istihbarat bölümlerinin uyumlu çalıştığı veya çalışamadığı durumlarda, sonuçları yaşayarak görürler. Böylece bütünsel ve ticari bir bakış açısı geliştirirler.
- Kurum içinde paranın nasıl aktığını ve kaynakları nasıl etkilediğini öğreten bir simülasyon, kurumun bütününe finansal verilerin ışığında bakmayı sağlar. Çalışanlar aldıkları kararların maliyetleri nasıl etkilediğini görür ve davranışlarını nasıl değiştireceklerini yaşayarak öğrenirler.
- Pazarlama ile ilgili bir simülasyon sonrasında katılımcılar, kurumun strateji ve politikalarıyla yerel pazar koşullarını koordine etmenin ve bu stratejilere karar vererek uygulamanın sonuçlarını görürler. Bunun için, farklılaşmayı, bilinirliliği artırmayı, müşteri ihtiyaç ve tercihlerine göre pazarlama anlayışı geliştirmeyi, yaptıkları hataların sonuçlarıyla karşılaşarak öğrenirler.
- Proje yönetimi ile ilgili bir simülasyon, sınırlı kaynakların etkin kullanılmasını, bir projenin içeriğini ve gelişmeleri adım adım izleyerek öğrenilmesini sağlar. Bu amaçla katılımcılar, bütün projelerde karşılaşılan dar boğazlarla ilgili öngörü sahibi olur, projenin verimliliği ve kısıtlarına uyum konusunda anlayış geliştirirler. Bunun sonucunda, projeyi yönetmekle ilgili sistemli çabaları ve ilişki yönetiminin önemini yaşayarak öğrenirler.
İş simülasyonlarının katılımcılara ve buna bağlı olarak kuruma kazandırdığı yararlar şu şekilde sıralanabilir;
- İş hayatının karmaşık gerçekliğiyle bire bir tanışma.
- Sistemi daha farklı bir açıdan, daha bütünsel görmeye ve anlamaya başlama.
- İş rolünün kurumdaki diğer fonksiyonlarla ve bütünüyle olan ilişkisini görme.
- Karşı karşıya gelinebilecek zorlukları teşhis etme ve yorumlama yeteneği kazanma.
- “Gerçek benzeri” bir ortamda “keşfetme”, “araştırma”, “somut örneklerle karşılaşma”, “uygulama”, “kendi bilgilerini üretme” ve “hayata taşıma” . – Daha iyi karar vermeyi öğrenme, kararlarının ve eylemlerinin kurumun bütününü nasıl etkilediğini anlama.
- Kurum stratejisi ve kurumsal hedeflerle ilgili anlayış geliştirme.
- Bölümler arasında iletişimsizlik ve sürtüşmeleri azaltma.
Sonuç:
Öğrenme ve gelişim amaçlı iş simulasyonları, bilimsel temele dayalı olarak ve profesyonelce hazırlanmışlarsa, katılımcılara eşsiz bir öğrenme fırsatı sunarlar. Bu uygulama içinde katılımcılar simulasyon uygulamasının içerdiği teknik bilgiyi öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda davranışlarının başkalarını ve iş sonuçlarını nasıl etkilediğini de yaşayarak öğrenmiş olur.
Simülasyon uygulamalarıyla katılımcılar kurumun bütününü ve içinde bulunduğu rekabeti görebilir, iş hayatının risklerini kolayca tahmin edebilir ve yıllar gerektiren deneyimleri çok kısa sürede yaşayarak kazanabilirler.
Çalışanlar günümüzde çok sayıda eğitim programına katılmakta ve bir süre sonra bu eğitimlerin değil içeriğini, adlarını ve veren kişiyi dahi unutmaktadırlar. Oysa bilimsel temele dayanan gerçekçi simülasyonlar, yaşanılan büyük aşklar gibidir. Hem yaşantı, hem de bundan çıkartılan dersler unutulamaz ve her zaman hatırlanır.
Çalışanların simülasyonlardan faydalanma nedenlerinin önceden kapsamlı olarak açıklanmasının da öğrenilen bilginin değerinin çalışanlar üzerindeki etkisinde belirleyici nitelikte olacağı kanaatindeyim. Harika bir yazıydı. Teşekkür ederim.