Kişilik konu olduğu zaman en sık “kişilik değişir mi?” sorusunu duyarım. Bu soru çok yerindedir çünkü kişiliği hayat boyu oldukça sabit kalan özellikler bütünü olarak tanımlıyoruz ve kişinin
Sokrat, “Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez” demiştir. Bu söz birçok düşünürün işaret ettiği “kendini bilmek” anlayışının önemini bir kere daha kuvvetle hatırlatır. Bu anlayışın iki boyutu vardır. Birincisi güçlü
Her çalışan yöneticisiyle iyi geçinmek zorundadır. Çünkü gücü elinde bulunduran yönetici, çalışanı işe alma, yükseltme, ücret artışı ve işin yükü ve niteliği ve işten çıkartma kararlarında belirleyicidir. Bu
Psikoloji bilmeyen ve psikoloji üzerinden para ve ün kazanmaya çalışanların, kullanıma soktukları sahte mesajlardan biri “hayallerin peşinden gitmek”tir. Bu kişilere göre, başarılı insanların hepsi işe önce hayal ederek
İş hayatında sayısı en hızla artan kesim, Y kuşağıdır. Son nüfus bilgilerine göre 71 milyon dolayındaki nüfusun yaklaşık %20’sini, 1980 sonrası doğanlar oluşturuyor. Bu kuşağın iş hayatındaki ağırlığı
Y kuşağı çalışanları öğrenmek, gelişmek, hızlı yükselmek ve kırklı yaşlarında emekli olmak isterler. Bu nedenle yöneticilerinden beklentileri yüksektir ve bu da yöneticilerine büyük sorumluluk yükler. Y kuşağı çalışanlarını
Bilinen bir hikâyedir: Ülkenin birinde bir kral, tören giysilerinin kendisine yakışıp yakışmadığından emin olmak için, saray erkânının görüşlerine başvurmuş. Abartılı övgüler aklını karıştırınca bir deneme yapmaya karar vermiş