Kişiliğe Uygun Meslek, Başarı, Sağlık ve Uzun Yaşam

“Gevşe, stresten kaçın, bu kadar sıkı çalışma, arkana yaslan…” Bu tür ifade ve tavsiyelere sağlıklı yaşamak konusunda sık rastlanır. Ancak bunu doğrulayan hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Tam tersine yukarıdaki tavsiyeler sağlık için ciddi tehlikeler doğurabilir. Kişinin kendisini başarılı hissettiği ilginç ve talepkȃr bir işi terk edip bir tatil kasabasına veya Bodrum’a yerleşmesi ve vaktini golf, briç oynayarak geçireceği bir gruba katılması, hayata beklenen rahatlığı ve ferahlığı getirmek şöyle dursun, kişiye zarar verme ihtimali daha yüksek seçimlerdir.

 Bilim adamları kalabalık bir kafese kapatılan ve mücadele etmek zorunda bırakılan farelerin stres nedeniyle hastalandıklarını görmüş ve aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu düşünmüşlerdir. Ancak bundan “fareler için iyi olan insanlar için de iyi olacak” anlamını çıkarmak ileri derecede hatalıdır. Bu sonucu çıkartan araştırmaların büyük bölümü yaş, çalışma süresi, cinsiyet gibi sınırlı sayıda değişkeni incelemektedir. Oysa bu değişkenlerin ötesinde kişinin yaptığı iş konusundaki yeterliliği, iş doyumu gibi çok sayıda faktör de sağlıkla ilgili belirleyicidir.

Farelerle yapılan deneylerden insanlarla ilgili sonuç çıkarma bilim dünyasında çok yaygındır. Bu sonuçların bir bölümü gerçekten insanlarla ilgili değerli ipuçları vermektedir. Örneğin, öğrenmenin ödül ve ceza ile ilişkisi insan ve farelerde benzerlik gösterir. Ancak, insanlar ve fareler beyin fonksiyonları ve sosyal etkileşimleri açısından çok farklıdır. Yoğun iş temposunun stresi artırıp bağışıklık sistemini bastırdığı veya uzun çalışma saatlerinin kalp hastalığına neden olduğu konusunda doğrudan kanıt yoktur (1). Böyle bir ilişkiyi kurabilmek için iki sorunun cevabını vermek gerekir:

Çok çalışan, çok sayıda engelle karşılaşan, yüksek statüye ulaşan ve talepkȃr iş pozisyonlarında yıllarını geçirenlerin daha çok sağlık sorunuyla karşılaştığı ve erken öldüğü doğru mudur?

Kişinin eğilimleri ve yeteneklerine uygun bir meslek hayatının olması, sağlığını ve hayat süresini nasıl etkilemektedir?

Bu sorulara cevap verebilmek için Terman grubunun özelliklerine bakmak yerinde olabilir2. Terman, zeki ve yetenekli çocuklardan oluşan araştırma grubunun gelecekteki başarıları ve mesleki hayatları ile yakından ve ayrıntılı bir biçimde ilgilenmişti. (Araştırmayı ve Terman Grubunu merak edenler yazının altındaki ek bölümünü okuyabilir).

Meslekte başarı uzun hayatı garanti etmez

Terman araştırma grubundaki erkeklerden yedi yüz tanesinin verileri elli yıl sonra incelenmiştir. Erkeklerin %20’si çok başarılı, %20’si başarısız olarak nitelendirilmiş, geriye kalanlar da orta derecede başarılı bulunmuşlardır. Başarı ölçütü olarak değerlendirilen özelliklerin ikisi şudur: Doktor, mühendis, kimyager gibi meslek sahibi olmak; “Kim Kimdir” (Who is Who?) almanağında yer almak. Ancak kimyager, öğretmen, mühendis gibi yüksek eğitimli ve meslek sahibi oldukları halde başarısız olarak değerlendirilenler de bulunmaktadır. Daha aşağı statüdekiler arasında, fırıncı, postacı, kapıcı ve vatman olanlar yer almıştır. Bu insanların da daha yüksek statüdeki bir mesleğe sahip olmak için gereken zeka düzeyine sahip olduklarını unutmamak gerekir. Yapılan değerlendirme sonucunda karşılaşılan tablo şu olmuştur:

  • Mesleklerinde başarılı olanlar arasında genç yaşta ölen yoktur.
  • Çok başarılı olanlar başarısız olanlardan ortalama beş yıl daha uzun yaşamıştır.
  • Orta derecede başarılı olanlar, çok başarılılardan daha kısa; başarısızlardan ise daha uzun yaşamıştır (2).

Ekonomik gelir düzeyiyle yaşam süresi arasında ilişki olduğu öteden beri bilinir. Ancak Terman’ın araştırma grubunun büyük çoğunlukla üst orta ve orta gelir düzeyindeki ailelerden gelmesi sebebiyle, gelir düzeyiyle değil, başarı düzeyiyle yaşam süresi arasında ilişki bulunmuştur. Bu noktada kişilik faktörü önem kazanmaktadır. Çünkü kişilikteki 5 temel özellikten biri olan “tedbirlilik” (özenli, dikkatli, sorumluluk sahibi, yaptığı işin sonuçlarını izleyen, önce düşünüp sonra hareket eden) uzun yaşam süresiyle kuvvetli bir ilişki göstermektedir. Aynı özellik mesleki başarı için de belirleyicidir. Ancak daha önemlisi, düşük tedbirlilik ve mesleki başarısızlık arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Terman grubunda bu özellik çocukluktan başlayarak gözlenmiştir. Bu nedenle düşük tedbirlilik ve düşük mesleki başarı erken ölüm açısından temel bir belirleyici olarak gözükmektedir.

Hırs (ambition, başarı yönelimi) mesleki başarı konusunda önemli bir göstergedir. Terman araştırmasının sonuçları; hırs, sebat, yüksek motivasyon ve kendini kontrol etme becerisinin hem başarılı bir meslek hayatının, hem de uzun yaşamın anahtarı olduğunu ortaya koymaktadır.

Mesleklerinde gelişme sağlayamayıp sık değişiklik yapanların, düzenli olarak mesleklerini sürdüren ve daha fazla sorumluluk alanlara kıyasla daha kısa yaşadıkları görülmüştür. Daha fazla sorumluluk almak iş yükünü artırdığı halde, paradoksal olarak uzun dönemli sağlığa katkı sağlamaktadır (3).

Değerli okurlar; 1528 insanın 11 yaşından başlayarak ölümlerine kadar düzenli aralıklarla ve son derece ayrıntılı biçimde izlenen yaşam yolculukları, günlük hayatımızı çevreleyen sözde uzman önerilerinin ve bunlardan etkilenen insanların “mutlak doğru” olarak kabul ettikleri pek çok bilginin nasıl asılsız temellere dayandığını ortaya koymaktadır.

İş stresinin kaynağı

İş stresinin esas kaynağını işin kendisinden çok insan ilişkilerindeki çatışmalar oluşturmaktadır. Ezici ve zorba bir patron ya da yönetici veya iş arkadaşlarıyla geçinememek ve uyumsuzluk, gerçekten sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu durum, özellikle iş başarısı başkalarıyla yapılacak bir işbirliğine bağlıysa ve kişi bunu gerçekleştirmekte güçlük çekiyorsa geçerlidir.

Kişi elde edeceği sonuçlar üstünde kontrol imkanına sahipse, zorlayıcı görevler daha az stres verici olmaktadır. Çevresiyle olumsuz ilişkiler içinde olmak, insanları karşısına alan (hostil) özelliklere sahip olmak, küçük sorunları büyütmek sağlık üzerinde yıkıcı etki yapmaktadır.

Çevresine karşı daha az eleştiriyle yaklaşan, çatışmalardan kaçınan, esnak ve mutlaka kendi dediğini yaptırmaya çalışmayanlar (uzlaşmacı olanlar) daha sağlıklı olmakta ve uzun yaşamaktadır.

Çok sigara ve/veya içki içmek, düzensiz bir evlilik gibi sağlıksız davranışlar, Terman grubunun mesleki açıdan başarısız olanlarında erken ölümlere neden olmuştur. Ancak kişilik olarak düşük tedbirlilik ve mesleki başarısızlık; yukarıda sayılan sigara/içki, düzensiz evlilik faktörleri söz konusu olmasa da, esas risk faktörü olarak görülmektedir.

1970’li yıllarda Terman grubu üyeleri 60 yaşındaydı. Kendisi de bir Terman grubu üyesi olan Robert Sears, uzun çalışma hayatlarını geride bırakmış olan bu insanların iş başarılarını ve doyumlarını, uzun yıllar içinde toplanmış olan bilgilerden yola çıkarak, tekrar değerlendirdi. Bunun sonucunda, bu insanlar için önemli olanın, mutluluğu aramak, arkadaşlık gibi konular olmayıp, aileleri ve çalışmaktan duydukları haz olduğu görüldü. Bu insanların büyük çoğunluğunun işi bir stres kaynağı olarak görmedikleri anlaşıldı. Bu değerlendirme sırasında ortaya çıkan bir başka bilgi de, mesleklerini seçenlerin, hayatın akışı içinde, bir mesleğe sürüklenmiş olanlardan daha doyumlu olduklarıydı (4).

Meslek, yetkinlik ve kişilik uyumu

Günümüzde insan kaynakları alanında ve yönetim literatüründe kişilik ve meslek uyumuna çok önem atfedilir. Bu görüşün kaynağını Psikolog John Holland’ın araştırmaları oluşturur. Holland insanların kişilik özellikleriyle mesleki uyumunu ayrıntılı biçimde tanımlamış ve meslek seçiminin birçok açıdan kişiliği yansıttığını söylemiştir (5). Bunun sonucunda da yine aşırı bir genelleme ve hatalı bir akıl yürütmeyle kişiliklerine uygun meslek seçmeyenlerin mutsuz ve sağlıksız olacağı ve bu uyumsuzluğun sadece bedensel değil, zihin sağlığı açısından da bir tehdit oluşturduğu kabul edilmiştir. Ancak Terman araştırması kişilik ve meslek uyumunun sağlıkla ilişkisini açıklamak için bu yaklaşımın çok “sığ” olduğunu ortaya koymuştur.

Araştırmanın ortaya koyduğu önemli bir bilgi, kişilik ve meslek uyumunun uzun yaşamı garanti etmediğidir. Örneğin satış, sigorta gibi insanları ikna etmenin gerekli olduğu ve girişimciliğin ağır bastığı alanlarda çalışanların hayat süreleri daha kısadır. Buna karşılık, sosyal becerileri yüksek olan ve buna uygun mesleklerde çalışanların daha uzun yaşadığı görülmüştür6.

Yine yaygın inançlardan biri, çok çalışanların hayattan fazla zevk almadıkları ve bu insanların hayatın güzel yanlarını kaçırdıkları yönündedir. Benzer şekilde tedbirlilik düzeyinin yüksek olmasını gerektiren muhasebecilik gibi meslek sahiplerinin sıkıcı hayatlar yaşadıkları kabul edilir. Oysa Terman araştırması bunu da doğrulamamıştır. Anlam duygusu buldukları, önemli saydıkları bir işte çalışanlar; hayatın ve işin kolayına kaçan, baskıdan uzak duranlara kıyasla verimli ve başarılı olmakta, sağlıklı ve uzun yaşamaktadır (7).

Eğitim düzeyi yüksek olanların, düşük olanlara kıyasla daha uzun yaşadıkları da bilinir. İyi eğitimli ve verimli bir hayat yaşayan kişi mesleğinde başarılı olmakta ve büyük ihtimalle gelişmeye ve yaratıcı olmaya devam etmektedir ve bu hayatın diğer alanlarına da yayılmaktadır. Ancak daha düşük eğitim düzeyinde olanlar bireysel, sosyal ve mesleki başarı faktörleriyle bunu telafi edebilmektedir. Bulunduğu çevrede danışılan olmak, sivil toplum örgütlerinde aktif olarak çalışmak, bu yönde örnek olarak verilebilir. Görüldüğü gibi eğitim tek başına belirleyici değildir.

Sonuç

Sanılanın aksine çok çalışmak, güçlüklerle mücadele etmek sağlık için doğrudan bir risk oluşturmaz. Benzer şekilde, idealindeki mesleği yapmak, kişiliğine uygun bir işte çalışmak, başarı ve uzun hayatın garantisi değildir. Terman grubunun birçok üyesi ideallerinde olmayan işleri yapmışlar ve buna rağmen başarılı olmuş ve doyumlu bir hayat yaşamışlardır.

Buna karşılık mükemmel bir meslek edinenlerden bazıları, mesleklerinin zorlukları nedeniyle sağlıksız davranışlar geliştirdikleri için sağlıklarını riske atmışlardır. Son söz olarak, önyargılarımızı bir yana bırakıp bütün bulguları bir araya getirdiğimizde, zekanın ve başarılı olmanın, uzun yaşamak için yeterli olmadığını söyleyebiliriz.

Ek: 1921 yılında Stanford Üniversitesi psikologlarından Levis Terman, Kaliforniya’daki okullardan hızlı öğrenen, meraklı çocukları topladı. Terman, ilk zeka testinin geliştiricisiydi. Büyük bir araştırma ekibiyle binlerce öğrenciyi üç aşamalı testten geçirerek 1528 öğrenci belirledi. Onlara çalışmanın amacını ve çok uzun sürecek ilişkilerini anlattı, bunu kabul edip etmeyeceklerini sordu. Bu çalışmaya seçilmek, seçkinler grubunun üyesi olmak gibiydi. Seçilen çocuklar hayatları boyunca bu ilişkiyi gururla sürdürdüler. Büyüdüklerinde kendilerine önce Terman’ın termitleri, sonra kısaca termitler adını verdiler.

Terman ergenliklerine kadar çocukların aileleriyle ve öğretmenleriyle, ardından kendileriyle ayrıntılı görüşmeler yaptı. Çocuklara zeka testini uygulamakla kalmadı, duygusal durumlarını, estetik anlayışlarını, sosyal ilişkilerini, sınıftaki tutumlarını, ebeveynlerinin kendi aralarındaki ilişkiyi, bedensel sağlık ve aktivitelerini ölçmeye çalıştı. Terman ulaştığı bilgileri “Dehaların Genetik Araştırması” adlı kitaplarında1,2,3,4,5 topladı.

1956 yılında öldüğünde, Terman’ın denekleri kırk beş yaşındaydı ve ekibi ilişkiyi sürdürdü. Sonrasında, genç bir halk sağlığı profesörü olan Howard Friedman ve asistanı Leslie Martin6 Stanford Üniversitesi’nin arşivindeki hazineyi keşfetti ve araştırma grubundakilerin “ölüm sertifikalarını” bularak ölüm sebeplerine ulaştı. Yirmi yıl süreyle Terman’ın özenli kayıtlarını günümüzün ölçütlerine dönüştürüp yaşayanlarla görüştüler. Bunun sonucunda, sağlıklı ve uzun yaşamak konularındaki çoğu kabulün bilimsel açıdan doğrulanmadığını veya mutlak doğru olmadığını gördüler.

Kaynaklar

  1. Friedman, H.S. : The Multiple Linkages of Personality and Disease, Brain, Behaviour and Immunity, 22. (2008)
  2. Kern, M.L. ve ork. : Conocientiousness, Career Success, and Longevity: A Life opon Analysis. Annals of Behavioral Medicine, 37. (2009)
  3. Pavalko, E.K. ve ork. : The Study of career progression. J. of Health and Social Behaviour, 34. (1993)
  4. R.R. Sears.: Sources of Life Satisfactions of the Terman Gifted Man. American Psychologist, 32. (1977)
  5. Holland, J.L. : The Psychological of Vocational Choice. A Theory of Personality Types and Model Environments, Baio Dell. (1966)
  6. Friedman, H.S., Martin, L.R. : The Longevity Project, Hudson Street Press. 2011
  7. Friedman, H.S. ve ork.: Personality and Health, Subjective Well-Being and Longevity. J. of Personality 78. (2010)

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.