Yeni Liderler, Yeni Çalışanlar
|Liderliğin tarih boyunca bilinen öneminin, günümüzde nitelik değiştirerek artması, bu konuya ilginin yoğunlaşmasına ve yeni araştırmalara konu olmasına yol açmıştır. Yaratıcı Liderlik Merkezi’nin yaptığı bir araştırma, liderliğin doğasındaki değişikliği çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır. Farklı düzeylerde yöneticilerin katıldığı bu araştırmada, katılımcıların yüzde 84’ü liderlik tanımının son beş yılda değiştiği yönünde görüş bildirmişlerdir. Dahası, gelecek beş yıl içinde bu tanımın daha da değişeceği beklenmektedir. Bu yöneticilerin yüzde 60’ı günümüz iş dünyasında karşılaşılan zorlukların çözümünün bir kişinin bireysel beceri ve kapasitesinin ötesine geçtiğini ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılanların yüzde 58’i etkili liderliğin temelinin karşılıklı bağımlılık olduğunu söylemişlerdir. Aşağıda bu değişikliğin hangi yönlerde olduğunu okuyacaksınız.
Daha Karmaşık Bir Dünya
Üstesinden gelinmesi gereken güçlüklerin karmaşıklaşması kurumların ve liderliğin niteliğini de değiştirmektedir. İş hayatında kurumların karşılaştığı zorluklar, iş liderlerinin geçmişten daha farklı özelliklere sahip olmasıyla çözülebilmektedir. Karşılaşılan güçlükler gerek teknik yönde değişime uyum sağlamakla ilgili, gerekse kritik nitelikte olmaktadır.
Teknik güçlüklere örnek, kurum içinde yeni yapısal değişiklik veya kaynakların yeniden dağılımıdır. Değişime uyum sağlamakla ilgili güçlüklere örnek; yeni bir sistem, beceri veya süreç oluşturma stratejisinin iletişimini yapmaktır. Kritik alandaki zorluklara örnek ise, kurumun strateji veya yönündeki temel bir değişikliğe kısa sürede uyum sağlamak ve bunun iletişimini yapmaktır.
Bu değişikliklerin kurum üzerindeki etkileri; fonksiyonlar arasında daha fazla işbirliği, iş süreçlerini daha yüksek verimlilik yönünde düzenlemek, yeni beceriler edinerek farklı çözümler üretmek, tepki süresini azaltmak, daha etkili kararlar almak, çalışanlar arasındaki ilişkileri geliştirmek alanlarında görülmektedir. Bu gereklilikleri yerine getirmek lider konumundaki bir kişinin üstesinden gelebileceği zorluklar olmaktan çıkmıştır. Tüm kurum çalışanlarının da sorunları benimsemesi ve etkileşim içinde çözüm üretmeye katılması gerekmektedir.
Araştırmada ortaya çıkan ilginç sonuçlardan birisi, karar vermek ve eyleme geçmek gerektiren yeni durumların yılda bir kere veya daha fazla meydana geldiğidir. Beş yıl önceki çalışmada bu süre iki yıl veya daha fazlaydı. Bu durum iş liderlerinin tehdit ve fırsatları isabetle teşhis ederek hızla harekete geçmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.
Liderliğin değişen doğası araştırmasına göre etkili liderin üç temel görevi vardır:
- Yön vermek
- Katılımı sağlamak
- Fonksiyonlar arasında uyum oluşturmak
Araştırmanın dikkat çeken bulgularından birisi de, değişim yönündeki çalışma ve gayretlerin belirli bir döneme özgü olmayıp, uzun süreli ve devamlı olması gerektiğidir. Bu da günümüz iş liderlerinin sürekli değişim yönetiminin ilkelerini sürekli olarak uygulamaları ve kurum içinde de bunun iletişimini yapmaları gerektiğinin önemini ortaya koymaktadır.
İş liderleri, yakın gelecekte iş hayatında önem kazanacak ve ödüllendirilecek davranışlar konusunda değişiklik olacağına inanmaktadır. Örneğin bugüne kadar dördüncü sırada yer alan ekip çalışmasının önemi birinci dereceye çıkmakta; birinci sırada olan sayısal sonuçların önemi, bireysel performansla birlikte ikinci ve üçüncü sıraya inmektedir. Bunların yanı sıra yenilikçilik, işbirliği ve uzun dönemli amaçlara yatırım daha fazla önem kazanmaktadır
Araştırmada ele alınan konulardan biri de, iş liderliğinde son yirmi yılda ne değişiklikler olduğu ve gelecek iki yılda nelerin önem kazanacağı olmuştur. Liderlik becerileri 16 boyutta incelenmiş, elde edilen sonuçlar 2002 yılı araştırma sonuçları ile karşılaştırılmıştır.
İki araştırma arasındaki önemli fark, bugün de önemsiz sayılmayan ilişki kurmak, katılımcı yönetim ve işbirliği gibi yumuşak becerilerin (soft-skill) gelecekte daha büyük önem taşıyacağına işaret edilmesidir.
Bu bulgular kurumların her düzeydeki iş liderlerinin seçimine daha büyük özen göstermeleri gerektiğini ve daha önceki seçim yolları ve kriterlerinden daha farklı yöntemler ve kriterler oluşturmaları gerektiğini düşündürmektedir!
Bu sonuçlar kanaatimce, kadınların iş hayatında yükselme şanslarının arttığına işaret etmektedir. Çünkü sonuç bölümündeki özelliklerin birçoğunda kadınların daha başarılı olduğu bilinmektedir.
Araştırmanın önemli sonuçlarından biri de “her şeyi ben bilirim” ve “ benim yolum tek doğru yol” diyen iş liderleri döneminin sonuna gelindiğine işaret etmektedir.
Yeni Liderlik Paradigması
Araştırmanın genel sonuçlarına bakıldığında; liderliğin bir pozisyon olmaktan, bir süreç olmaya doğru geliştiği; en tepede gerçekleşen bir işlem olmaktan, organizasyonun bütününde meydana geldiği; kararların liderler tarafından tek başına alındığı bir anlayıştan, karşılıklı bağımlılığa bağlı karar mekanizmasına dönüştüğü; görüşleri dikte etmekten, ikna etmenin önem kazandığı ve rekabetçilikten işbirliğine dönüştüğü görülmektedir.
Liderlik anlayışındaki bu değişim, liderlerin kurumsal başarının gerçekleşmesine olanak verecek bir ortam yaratmaları gerektiğini göstermektedir. Katılımcı yönetim çevresini dinlemeyi, çalışanlarıyla sorumlulukları paylaşmayı, birlikte öğrenmeyi ve çözmeyi içerir. Özellikle iş liderinin işe yeni başlayanlara karşı tavrı ve davranışları, genç kişilerin tüm iş hayatlarını etkilemekte ve özsaygılarının gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
Günümüzün iş dünyasında etkili çözümler şirket çalışanlarının kolektif bilgi ve deneyimlerinde gizlidir. Bu kurumsal bilgeliği açığa çıkarmak ve harekete geçirmek yeni liderlerin başlıca hedeflerinden biri haline gelecektir. Geleceğin liderleri her zamandan daha çok önemli görevleri ve kararları delege etmeye hazır olmak zorundadırlar. Çalışanlara daha zorlayıcı görevler ve fırsatlar tanımak, onların becerilerini, deneyimlerini ve yeterlilik duygularını artırmaya yol açar. Bunun sonucunda etkili liderler çevrelerinin yetenekli kişilerle sarıldığını görme olanağına kavuşurlar. Kurumsal yetkinlikler arttıkça gelişimin gerektirdiği yeni iş yapma yolları oluşturmak ve karmaşık sorunlara yenilikçi yöntem ve stratejilerle çözüm bulmak kolaylaşır.
Gerek liderlikte yeni eğilimler, gerekse bu anlayışın gerektirdiği çalışan profili, insan kaynakları ve kurumların eğitim sorumluları için değerli ipuçları içermektedir. Giderek daha karmaşık ve daha zorlayıcı bir hal alan koşullara uyum sağlayabilecek insan niteliklerini planlamak ve geliştirmek insan kaynakları profesyonellerine düşmektedir. Yeni lider seçme ve geliştirme programları, çalışanların içindeki proaktif potansiyeli açığa çıkaracak eğitimler, proaktif çalışanların katma değer üretmesini sağlayacak kurum kültürü ve görev düzenlemeleri İK’nın yeni misyonunu tanımlamaktadır.