Piyasadan Önce Kendini Bil
Amerikalı yazar ve gazeteci Ambrose Bierce, “Beyin düşündüğümüzü sandığımız bir cihazdır demiştir. Bu köşede son beş sayıda yayınlanan “Ekonomik Psikoloji” yazılarını okuyanlar, bu sözdeki gerçek payını kabul edeceklerdir.
Finansal konularla ilgilenen herkes, yatırımlar konusunda bazı temel gerçekleri bilir.
- Eğer borsada bir yatırım yapılacaksa, hisse senedi düşükken almak, yükseldikçe satmak gerekir. Ancak çoğunlukla alım kararı yüksekken alma, düşerken satma yönündedir.
- Herkes panik duygusuyla verilen kararların hatalı karlar olduğunu bilir. Ancak bir şirketin hisse başına açıkladığı “kar”ın beklenenden %1 düşük olması, birkaç dakika içinde milyonlarca liralık satışa neden olur.
- Herkes, İMKB stratejistlerinin geleceği öngörülerinin yetersiz olduğu konusunda hemfikir olsa da, yine TV ve radyoda onların ağızlarının içine bakar.
- Herkes kısa zamanda büyük getiri sağlaması beklenen yatırımların yüksek risk içerdiğini bilse de, çok kişi parasını bu yöne kanalize eder.
İnsanlar bu hataları neden yapar?
Beynimizin yatırımlarımız sırasında bize yol göstermesi gereken tarafı ne yazık ki, mantıkla ilgili değil, duygularla ilgili bölümüdür. Bu nedenle yukarıdaki hataların nedeni “akılsız” olmamız değil, “insan” olmamızdır.
İnsan beyni, evrim süreci içinde, hayatını kolaylaştıran şeylere yönelecek, zararlı ve tehlikeli gözükenlerden uzaklaşacak şekilde yapılanmıştır.
Beynin daha derinlerine yerleşmiş olan duygusal devreler, bu konuda yönlendirici olur. On milyonlarca yıl önce oluşmuş bu yapıların, beynimizin daha gelişmiş olan analitik yapılarıyla ilişkileri yetirince güçlü değildir. O nedenle içeriği kuvvetli bir duygusal uyaran karşısında kişi, doğrusunu bildiği halde, yanlış seçimini yapabilmekte, bir de üstelik bunu daha sonra da tekrarlayabilmektedir.
Yatırım kararları konusunda etkili olan beynimiz, tutarlı, mantıklı ve güvenilir bir araç değildir. Para düşündüğünde, 100 milyar sinir hücresini barındıran yaklaşık 1350 gramlık yapının içinde bir fırtına kopar. Yatırım kararını değerlendiren beyin, sadece hesap ve değerlendirme yapmaz, aynı zamanda kazanma ve kaybetme ve riske girme durumlarında ortaya çıkan müthiş duygularla ilgili olarak da değerlendirir.
Kahneman bir keresinde, finansal kararlar sadece parayla ilgili değildir, aynı zamanda pişmanlıktan kaçınma ve başarının gururu gibi soyut motivleri de içine aldığını söylemiştir.. Bir yatırım kararı, geçmiş verileri, o günkü sezgileri ve gelecekle ilgili riskleri ve geleceğe dönük beklentileri için alır. Bu değerlendirme süreci içinde kişi, ümit, tamah, aşırı güven, sürpriz, korku, panik ve mutluluk duygularıyla dolar ve taşar.
Beyin günlük hayatı sürdürme işlevi açısından olağan üstü yararlı bir makinedir. Kişinin geçmiş deneyimlerinin ışığında (bir bölümü atalarımızdan miras kalan kolektif bilinçaltını da kullanarak), kararlar ermesini sağlayarak güvenli bir hayat sunar. Ancak bu mükemmel araç, yatırım dünyasının para ve kazanç vadeden fırtınalı ortamında kolayca yoldan çıkar. Birçok kişi bu noktada, kararlarımızın duygularımızdan etkilendiği için saptığını düşünebilir. Oysa bu sağmadan bütünüyle duyguları sorumlu tutmak doğru olmaz. çünkü beyin kararları nedeniyle, duygusal açıdan körelmiş kişilerin de iyi yatırımcı olmadığı anlaşılmıştır. Ekonominin psikolojisini bilmek en iyi yatırım karalarının, duyguların bastırılması sonucu değil, duyguların kullanılmasıyla verilebileceğini fark etmeyi sağlar.
Ekonomik psikolojiyle ilgili araştırmalar sonucunda şu gerçekler anlaşılmıştır:
- Para kazanmak veya kaybetmenin, finansal ve psikolojik sonuçlarının dışında, beyin ve beden üzerinde de önemli etkileri vardır.
- Yaptığı yatırımların yüksek getiri sağladığını gören bir kişideki sinirsel etkinlikler, kokain ve morfin kullanan bir kişininkine benzemektedir.
- Bir hisse değerinin sırayla iki kere 25’er kuruş yükselerek kendini tekrarlaması, beyin tarafından otomatik ve bilinçsizce üçüncü tekrar beklentisini doğurur.
- Kişi, bir yatırımın sorucunun “öngörülebilir” olduğuna karar verdiğinde ve bir süre sonra bu gerçekleşmediğinde(bu karara neden olan kalıp bozulduğunda) beyin bu durumda alarm tepkisi verir.
- Finansal kayıplar insan beyninde ölüm tehlikesiyle aynı bölgede değerlendirilmektedir.
- Bir kazanç beklentisi içinde olmakla gerçekten o kazancı elde etmek, beyin için bütünüyle farklı anlamlar taşır. Bu durum “neden paranın mutluluk satın alamayacağını” da açıklar
- İyi ve kötü olayların gerçekleşmesini beklemek ile bunları gerçekten yaşamak bütünüyle farklı durumlardır.
Sonuç
Bir sorunu çözmek ancak nedenlerini anlamakla mümkündür. Kendi parasıyla ve kararlarıyla yatırım yapanların çoğu, aynı hataları yıllar içinde tekrarlar durur. Yatırım yapmak konusunda anlayışlarını geliştirmek isteyenler, bu konuda yazılmış kitapları okurlar ve yatırım pazarındaki ürünler ve eğilimler konusunda bilgilerini geliştirirler. Oysa esas anlayış geliştirilmesi gereken konu, kişinin kendisiyle ilgili farkındalığıdır ve kendi beyninin çalışma özelliklerini keşfetmesidir. Belki böylece yüz yıl önce A.Bierce’nin dediği gibi beynimizle “düşündüğümüzü düşünmek” yerine “gerçekten düşünmek” için kullanmaya başlarız
Kaynaklar
Jason Zweig: “Your money and your brain” Simon-Schusler, 2007
User Review
0 (0 votes)Related Posts
-
Sayılar Doğruyu Söyler mi?
Yorum yapılmamış | Şub 1, 2012
-
Başarı güçlü yönleri güçlendirerek gerçekleşir
2 yorum | Haz 5, 2013
-
Kadınların Yönettiği Bir Dünyada Yaşamak
3 yorum | Mar 6, 2019
-
Kova ve Kepçe
4 yorum | May 28, 2014
About The Author
acarbaltascom
Add a Comment
Yanıtı iptal et
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
çok beğendim ,zevkle okuyorum acar baltaş hocama .teşekkürler
yorumlarınız harika çalışmalarınızda başarılar dilerim.
harika,çok beğendim,çok etkileyici teşekkürler
Bir insanı başarıya taşıyan en güçlü özellik olan Duygusal zeka sanırım akıllı yatırımlar için de olmazsa olmaz bir özellik olsa gerek.
Bu muhteşem yazınız için teşekkürler.
Sanirim bu yazida beynimiz karar verirken bizlere yatirim konusunda rehberlik eden kisilerin rolu de eklenebilir.
”Neredeyse tüm insanlar determinizmin köleleridirve kibirleri ve fevri güdüleri onları yönlendirir.” Jules Payot ”İrade Terbiyesi” adlı kitabını okumadıysanız lütfen bir göz atın derim.