Ruh Sağlığını Korumak İçin

Kriz, bilinen çözümlerin sorunu çözmeye yetmediği durumlara verilen isimdir. Afet ise insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşam akışını durduran veya ciddi olarak sekteye uğratan, toplumu etkileyen ve yerel imkanlar ile çözülmesi mümkün olmayan olaylara verilen isimdir.

Görüldüğü gibi içinden geçmekte olduğumuz süreç bir doğal afetin neden olduğu kriz durumudur. Yaşamın akışının bozulmasına yüksek sayıdaki can kayıplarının da eklenmiş olması tabloyu ağırlaştırmıştır. Bu nedenle afetin içinde yaşamayan, olayları televizyon ve sosyal medya bağlantılarından izleyen Türkiye’deki milyonlarca insan da gelişmelerden derin bir şekilde etkilenmiştir. Ekranda sürekli olarak yıkım ve kurtarma görüntülerini izlemek toplumun ruh halini bozmuş ve birçok kişide depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu belirtiler arasında üzüntü, enerji kaybı, genel bir isteksizlik hali ve suçluluk duygusu en başta gelenlerdir.

Yakın çevremde en sık duyduğum söz, “İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor” ifadesidir. Bana fikrimi soranlara, insanın ruh sağlığını koruması ve zorlu bir süreçte sağlam kalması için üç temel, iki de ikincil önerim oluyor. Temel önerilerin birincisi “işimize odaklanmak”tır. Ruh sağlığını korumanın en önemli adımı “anlamlı bir üretim içinde olmaktır”. Bu nedenle işinizi yapın, özellikle de her zaman yaptığınızdan daha iyi yapmaya gayret edin. İkincisi eğer afetten etkilenen insanlara karşı sorumluluk hissediyorsanız kendi paranız, zamanınız, varsa fikir ve girişimciliğinizi kullanarak onların hayatına katkı sağlayacak bir girişimde bulunun. Üçüncüsü muhtemel İstanbul depreminde, bu kez yaşanan organizasyon sorunlarının yaşanmaması için, sivil toplum örgütlerinde görev alın.

İkincil önerilere gelince: Sahip olduklarınızın (maddi ve manevi) kıymetini bilin. Bu konudaki farkındalığınızı geliştirin. Daha sonra da dertleriniz ve sıkıntılarınızın ne kadar önemli olduğu konusunda kendinizi sorgulayın.

Sonuç

Beslenmeden sonra insanın en temel ihtiyacı güven ve güvenliktir. Bu da gündelik hayatta koşulları kontrol etme duygusuyla sağlanır. Deprem bu ihtiyacımızı zedelemiş ve hayatın bütünüyle kontrolümüz altında olmadığını bize hissettirmiştir. Güçlü inanç sahibi insanlar yaşanan ve yaşanacak olanları kaderin planının bir parçası olarak, böyle bir inanç sahibi olmayanların bir bölümü karmaya bağlayarak, diğer bölümü de yaşadıkları coğrafyanın ve bilim dışı tercihler yapmanın bir sonucu olarak kabul edebilirler.

Sending
User Review
4.28 (18 votes)
yazar avatarı
Prof. Dr. Acar Baltaş
One Comment

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.